İslam âleminin iki büyük dini bayramı vardır; Ramazan bayramı ve Kurban bayramı. Ramazan Bayramı, bir ay boyunca oruç tutan ve on bir ayın sultanı Ramazanı ibadetlerle değerlendiren Müslümanların sevineceği, bayram yapacağı günlerdir. Bayramların toplu olarak yaşanabilmesi için o toplumdaki fakirlerinde bayram yapması, bayramın sevincini hissetmesi gerekmektedir. Bunun için de yüce Rabbimiz Ramazan Bayramı sabahına ulaşan zengin Müslümanlara sadaka-i fıtrı vacip kılmıştır. Vacip olan bu sadakalarla o toplumdaki fakirler muhtaçlıktan kurtulacak böylece onlarda bayramın sevincini yaşayacaklardır.
Kurban Bayramı da yine bayram sevincinin toplu olarak yaşanacağı günlerdendir. Kesilen kurbanların etleri üç kısma ayrılacak, bir kısmı evde bırakılacak, bir kısmı hısım, akraba ve komşularla tüketilirken, diğer bir kısmı ise fakirlere, kurban kesememiş olanlara verilecektir. Böylece Kurban kesememiş olan belki de evine kurbandan kurbana et giren fakirler de, en azından o günlerde fakirlikten kurtulacak, et ihtiyaçları giderilmiş olarak bayramın sevincine ortak olacaklardır. Aksi halde toplumun bir kesimi açken, acı ve ızdıraplar içerisinde kıvranırken diğer kesiminin sevinmesi, bayram yapması bir anlam ifade etmez. Böyle bir durumda bayramın anlamı da gerçekleşmez.
İslam dini her halükarda fakirlere yardım etmeyi emretmiş, onarlın muhtaç durumdan kurtarılması için gerekli düzenlemeleri getirmiştir. İslam’ın bu emirleri yerine getirildiği, bu düzenlemelere uyulduğu takdirde toplumda aç ve muhtaç kimse kalmayacaktır.
Kurbanlarımızın makbul olması, toplumda istenen neticeyi, birlik ve beraberliği sağlamaya vesile olması, bayramlarımızın gerçek bayramlardan olması dilek ve temennisiyle, ilimizdeki vatandaşlarımızın, milletimizin ve tüm İslam âleminin Kurban Bayramını tebrik ederim.
Remzi PEHLİVAN
İl Müftüsü